TürkiyeAfganistanHazaralarHazara TürkleriHazara#StopHazaraGenocideTarihTürk SoyluSığınmacıGöçmenMülteciهزاره هاهزاره های افغانستانترکتبارهزاره های ترکتبارپناهندهمهاجرترکیهدنیادنیای ترک
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Az Bulutlu
Cuma Açık
18°C
Cumartesi Çok Bulutlu
15°C
Pazar Çok Bulutlu
15°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
15°C

REKLAM VEYA HTML ALANI

Ağaç kabuklarından sanat eseri

Ağaç kabuklarından sanat eseri
12/12/2017 09:20
A+
A-

Ağaç kabuklarından sanat eseri yapıyor

Trabzon’a Afganistan Hazaraları Kültür ve Dayanışma Derneği’nin davetlisi olarak Türkiye’ye gelen sanatçı eserlerini tanıttı.

 

Afgan uyruklu Golmohammad Jafari, küçük ahşap parçaları ve ağaç kabuklarından yaptığı tabloları ile dikkat çekiyor. İran, Hindistan ve Afganistan’da yaygın olan ‘Muarrak’ sanatını temsil eden eserlerinden kazandığı parayı ise Afgan sanatçı böbrek hastalığının tedavisinde kullanıyor. 
Yaptığı sanatın isminin ‘Muarrak’ olduğunu ve 700-800 yılık bir geçmişi olduğunu belirten 25 yaşındaki sanatçı “Trabzon’a Afganistan Hazaraları Kültür ve Dayanışma Derneği’nin davetlisi olarak geldim. 10 yıldır bu sanatla uğraşıyorum. Yaptığım sanatın tarihi çok eskilere dayanıyor. Bu sanat ilk olarak 1200’lü yıllarda İran’da İlhanlılar Dönemi’nde ortaya çıktı ve günümüze kadar geldi. O dönemler ağaç ve tahta değil de seramik kullanılarak yapılıyordu. Daha sonra tahta ve ağaç parçalarından yapılmaya başlandı. Yaptığım eserlerin hepsinde ağaç ve ahşap parçalarının kendi renklerini kullanıyorum. Tamamen doğal ve boyama yok. Tahta parçalarını boyayıp yapanlar da var ancak ben bunu tercih etmiyorum. Şuana kadar kaç tablo yaptığımı hatırlamıyorum ancak çok sayıda eserlerim var. Hindistan, Afganistan ve İran’da sergi açtım. Trabzon’a da sergimi açmak için geldim” dedi.

Muarrak eserin yapım aşamalarını da anlatan Jafari “Sanatçı ilk olarak, geleneksel motiflerden ilham alarak kendi modelini ince bir kağıt üzerine çizer ve bunu üç tabakalı bir tahta üzerine yapıştırır. Sonra çok ince küçük çiviler yardımıyla, genellikle bir çeşit palmiye ya da gül ağacından olan 5 mm. kalınlığındaki asıl zemin üzerine tutturup kıl testereyle dış çizgilerini dikkatlice keser. Motifin tüm çizgilerinin kesimi tamamlanıp asıl zemin, motiflerinin yeri boş kalmış bir tablo haline gelince üç tabakalı tahtayı ondan ayırır. Muarrak ustası eserini tamamlamak için motifin çeşitli kısımlarını, tabloda olmasını tasarladığı renklerdeki ahşap levhalardan (ki bu ahşapların her birinin kendine özgü doğal renkleri vardır) yeniden keser ve tabloda bulunması gereken yere yerleştirip yapıştırır” diye konuştu.

Böbrek hastası olduğunu ve eserlerinden ve sergilerinden kazandığı parayı tedavisinde kullandığını da kaydeden Jafari, “Böbrek hastasıyım, diyalize giriyorum. Kazancımı bu yoldan elde ediyorum. Kazandığım parayı da tedavimde kullanıyorum. Tablonun yapılışı basitliğine ve zorluluğuna göre değişiyor. Normalde bir tabloyu 1 ayda bitiriyorum. Zor tablolar daha çok zaman alabiliyor. Tabloya dokunduğunuzda adeta doğayı hissedebiliyorsunuz. Çizgi ve renkler tamamen doğal. Kullandığım ağaç ve tahta parçaları genellikle Afrika’dan geliyor” ifadelerini kullandı.

 Afganistan Hazaraları Derneği

2022 © Afganistan Hazaları Kültüe Ve Dayanışm Derneği. Bu İnternet Sitesi içeriğinde yer alan tüm eserler (yazı, resim, görüntü, fotoğraf, video, müzik vb.), başta 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu olmak üzere ilgili mevzuat uyarınca yasal olarak koruma altındadır. Mevzuat kapsamında korunan söz konusu bu hakları ihlal eden kişiler, 5846 sayılı Fikir ve Sanat eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan hukuki ve cezai yaptırımlara tabi olurlar.