Abdul Ali Mezari 1947 yılında Afganistan’ın Belh ilinde dünyaya geldi. Mezari eğitim-öğretimini tamamladıktan sonra Pakistan, İran, Irak, Filistin ve Lübnan gibi ülkelerde İslami liderlerle bir araya geldi. Daha sonra Türkiye ziyaretini de gerçekleştirerek Afganistan’a döndü. Mezari, Sovyet Birliği-Afganistan Savaşı sırasında mücahit direniş hareketinde önemli bir lider olarak yer aldı.
Mezari 1989 yılında 9 Hazara siyasi partisini birleştirerek Hizbi Vahdet-i İslami(Birlik Partisi)’yi kurdu. Mezari’nin bu girişimi, ülkenin en önemli askeri güçlerinin isyancılarla saflarını birleştirerek Kabil’deki Komünist rejimin düşmesine yol açan Kuzey Hareketi yaratılmasına yol açtı.
Afganistan’ın çeşitli bölgelerinde işgal ve zulümlere başlayan Taliban, 12 Mart 1995’te Üstad Mezari ve Hizbi Vahdet Partisi’nden bir heyeti görüşme bahanesiyle yanlarına çağırdı. Üstad ve heyetini esir alarak bilinmeyen bir bölge işkence atti. Ertesi gün Mezari ve arkadaşları Taliban tarafından şehit edilerek naaşları Gazne’nin Ciğatu semtindeki dağlık bir bölgeye atıldı.
Üstad ve arkadaşlarının naaşları 17 gün boyunca halk tarafından şiddetli kar yağışı altında Gazne’den Bamyan’a kadar yaya olarak taşındı. Mezari’nin naaşı, Bamyan’dan doğduğu il Belh’e ( Mezar-ı-Şerif’) Özbek general Abdurraşid Dostum’un göndermiş olduğu helikopter ile getirildi. Mezar-ı Şerif’teki cenazesine yüz binlerce kişi katıldı.
Mezari’nin mücadelesi ömrünün son anlarına kadar devam etti. Mezari’nin şehit edilişi Afganistan Hazaraları için yeni bir başlangıç oldu.
Mezari merkezli, adalet.
Mezari, sadece Hazaraların haklarını savunmakla kalmadı, herkes için sosyal adaletin ve vatandaşlık haklarının verilmesini istedi. Bu yüce insani hedefleri gerçekleştirmek için ölene kadar mücadele etti. Onursuzca yaşamaktansa onurlu bir ölümü tercih etti. Herkes için özellikle de yıllarca zulme ve soykırıma uğrayan, zorunlu göçe ve köleliğe maruz bırakılan Hazaralar için adalet istedi. Hazaraların sosyal durumunu iyi bilen Şehit Mezari, halka özgüven getirerek, siyasi ve sosyal kimliklerini kazanmaları için elinden gelenin en iyisini yaptı.
Afganistan’ın çağdaş tarihinde Şehit Mazari’nin mücadeleleri, Afganistan’ın sosyo-politik literatüründe yeni kavramlar yarattı. Başkaları savaşı tercih etse de Mezari, şiddet ve savaşı çözüm olarak görmedi. Azınlık haklarının korunması istedi. Ülkenin kaostan kurtulması için seçimi en iyi çözüm olarak gördü ve kadın erkek eşitliğini savundu. Mezari, Afganistan halklarını eşit ve kardeş olarak görüyordu ve bu onun mücadelesinin odak noktasıydı. Afganistan’daki adaletsizliğin temel kaynağı, ayrımcılık ve başkalarının haklarını yok sayma olduğunu savunan Mezari, Afganistan’da milli birliği bir esas olarak kabul ediyordu. Mezari’nin görüş ve düşünceleri Afganistan’da adalet arayışı için büyük bir değişim yarattı. Mazari’nin özgür fikirleri adalete erişim mücadelesi noktasında hala devam etmektedir. Mezari, ortaya koyduğu çözüm önerileri toplum içinde geçmiş ve gelecek arasında sarsılmaz bir bağ oluşturdu. Eşit ve katılımcı bir gelecek için, “Afganistan’da adalet isteyen tüm etnik gruplar” için Üstad’ın çizdiği yol, hepimize ışık göstermektedir.
Mezari, 2016 yılında devlet tarafından Afganistan’ın Milli Birlik Şehidi olarak ilan edildi.[6][5]
Mezari’nin türbesi Belh ilinin Ziraat bölgesinde bulunmakta olup sevenleri tarafından dünyanın her tarafında şehadet yıl dönümlerinde anılmaktadır.